Son yılların en revaçta olan organizasyonları..
Ödül Törenleri..
Bir bakmışsınız, bir iş adamı..
Bir bakmışsınız bir belediye başkanı..
Sanatçısı, topçusu, popçusu..
Siyasetçisi, doktoru, yazarı..
Türlü türlüsünü janjanlı bir gecede, 2. sınıf sunucuların eşliğinde, birkaç ünlünün katıldığı gecede, spot ışıklarının büyüsünde, ellerinde bir ödülle görürsünüz..
Ancak ödül alanları gördüğünüzde ‘şaka’ gibi gelir ilk başta..
Halbu ki hepsi gerçektir..
Yılın o’su, yılın bu’su..
Bir bakmışsın elleri ödül dolu..
Son yılların en revaçta olan organizasyonları..
Ödül Törenleri..
Üç kağıtçı tiplerin, kolay para kazanmayı kendilerine kıble edinenlerin, yalakaların, toplumda karşılığı olmayanların düzenledikleri geceler..
Parayı bastıranın ödül aldığı, hatta alacağı ödülü bile kendilerinin belirlediği organizasyonlar.
3 aylık belediye başkanının ‘Yılın Belediye Başkanı Ödülü’nü aldığını gördü bu gözler, siz ne diyorsunuz..
Hadi parayı verdin, kaptın ödülü..
Kardeşim hiç mi sormazsın, sorgulamazsın?
‘Bu ne saçmalıktır’ diye..
Yanında çalışanın hakkını yiyenin, vergi kaçıranın, hayali ihracat yapanın, bir sebeple gözaltına alınanların ‘Yılın İş Adamı Ödül’ne layık olduğuna tanıklık ettik..
Doping kullananın ‘yılın sporcusu’ olduğunu izledik..
Eline versen ‘zayi’ yazamayacak olan adamların ‘yılın gazetecisi’ olduğuna şahit olduk..
Hiç unutmuyorum..
Yakın zamanda..
Adana’da bir zat-ı muhterem..
‘Yılın En İyileri’ diye ödül gecesi düzenliyor..
Sosyal medyada falan duyuruyor, ilanını yapıyor..
İlana da not düşüyor;
‘Plaket, gazete haberi ve ikramlar içerisinde olmak üzere sadece 100 TL’dir.. Banka hesap numarasına havale edenlerin plaketleri hazırlanacaktır..’
100 TL banka hesabına yatıran gerizekalı da aldığı ödülle hava atıyor, boy boy fotoğrafını sosyal medyasında paylaşıyor..
Bu tür organizasyonlar anlayacağınız bir sektör haline gelmiş artık..
Gelir kapısına dönüşmüş..
Alanın da verenin de memnun olduğu bir sürünceme..
Altın bilmem ne ödülleri..
Bilmem ne Mükemmellik Ödülleri..
Yılın en iyileri, falan filan..
Anlayacağınız şimdi moda paralı ödüller..
Karşılığında hesaba geçirilmiş, elden verilmiş paralar..
Ödül aldıkları için kendilerini dev aynasında görenler, hiç kuşkusu olmasın ki kaç paralık olduklarını bilirler..
Ama asıl mesele verilen yada para ile alınan ödül değil, ‘liyakat’ hükmünün kaybolmuş olması artık..
Ödüllendirme sisteminin ayaklar altına alınması..
Hak edenin, hakkının verilmeyişi..
Bilgili insanların yetkisiz, yetkili insanların bilgisiz hale gelmesi..
Onun için alacağınız en iyi ödül etiketiniz..
Yoksa, yemişim para ile aldığın ödülü..
Son olarak;
Yerelden genele..
Siyasetinden, sporuna, basınından, kurumlarına kadar..
Malesef toplumun her zerresinde ‘liyakat’ ayaklar altına alındı son dönemde..
Hal böyle olunca da fırsatçılara gün doğdu anlayacağınız..
Kimi bir dernek kurdu, sosyal medya üzerinden kenti dizayn etmeye çalıştı, kimi televizyon ve gazetelerde milletin aklını bulandırdı..
Kimi seçildi kenti yönetmeye kalktı, kimi de böyle ödül geceleri düzenleyip para vereni ödüllendirdi..
Yani diyeceğim o ki; asıl mesele para verip de aldığın ödül değil..
Asıl mesele o ödüle layık olup olmadığındır..