Akdeniz Kent Konseyinin toplantısında Başkan Sayın Mustafa Erim, Mersin için “Sessiz Şehir” benzetmesi yaptı. O an şöyle bir düşündüm.
Uzun zamandır gerek radyo programında gerekse yazdığım köşe yazılarımda anlattığım sıkıntıların bir özeti gibiydi bu söz.
Ne kadar kirli yatırım varsa bu kente yapılmak isteniyor.
Ne kadar önemli bir proje varsa ya erteleniyor ya da iptal oluyor.
Ne kadar sorun varsa hep bizi buluyor.
İşsizlik ve enflasyon rakamları bile ülke ortalamasının üzerinde.
Tüm bunlar tesadüf olamaz.
***
Balık çiftlikleri sahipleri yıllar önce yine Mersin açıklarına gelmek istemişlerdi.
O dönem oluşan kamuoyu duyarlılığı adamları vazgeçirmişti.
Hatta şöyle bir itirafta da bulunmuşlardı.
“Biz Mersin açıklarına çiftlikleri kurmak istedik ama yoğun tepkilerden dolayı yapamadık.”
Şimdi öyle mi?
Nerede o yoğun tepki?
Bırakın yoğun tepkiyi içimizdeki bazı kendini bilmezler sırf kendi çıkarları için bu kenti yok sayan açıklamalar yapmışlardı.
Bu bile sessiz şehir olduğumuza acı bir örnektir.
***
Konuşmalı ve sesimizi çıkarmamız lazım.
Kirli yatırımları istemiyoruz.
Önemli projelerimiz artık hayata geçsin.
Beklediğimiz projeler sona ersin.
Çok şey istemiyoruz.
Sadece hakkımızı istiyoruz.
Sadece bizim hakkımızı başka şehirlere değil bize verin istiyoruz.