Kırk yıldır süren, sürdürülmek istenen bir maceradır Akkuyu.
Sermayenin kasasına yeni milyon dolarlar koyabilmesi için ısıtılır ısıtılır, Mersin halkına dayatılır.
Türkiye'nin en güzel coğrafyası kırk yıldır bu tehdidi yaşar.
İnsanlar isyan eder.
Doğa isyan eder.
Deniz isyan eder.
Toprak isyan eder.
Deprem korkutur.
Zemin çatlar.
Beton bile tutmaz.
Ama aç gözlü sermaye vazgeçmez.
Yakmak.
Yıkmak.
Yok etmek.
İnsanların, hatta kendi çocuklarının geleceğinden çalmak.
Onları durdurmaz.
Küreseli, yerlisi leş kargaları gibi üşüşürler Akkuyu'ya.
Hiç biri o sularda balıkların arasında yüzmemiştir.
Hiç biri o güzelim iyot havasını içine çekip bir çam ağacının gölgesinde soluklanmamıştır.
Dünyanın en berrak gökyüzünün altında oturup kırık kanat martıların o eşsiz danslarını görmemiştir o paragöz yamyamlar.
Paranın yöneteni olduklarını sanırlar.
Aslında paraya esir düşmüşlerdir.
Para yönetir onları.
Yoksa niye cennete kıymak istesinler ki?.
Niye parayı cennete tercih etsinler ki?.
Ya "üç kuruşta biz nemalanalım" diye kılavuzluk yapan bizim kargalara ne söylemeli?.
Bu uğurda basına aba altından sopa göstermeye çalışan kişiliksizlere ne demeli?.
"Ayıp size" desek anlarlar mı?.
"Yuh" desek utanırlar mı?.
İş adamı kazansın elbette.
Ama;
Kirli olmasın be kardeşim.
"Utandırmasın.."
**
Sevdiğim Laflar:
"HER GELİŞİN BİR GİDİŞİ VARDIR."