Eskiden böyle değildik.
Öyle her dakika olağanüstü olaylar yaşamazdık.
Üst akıl yoktu mesela.
Varsa da eğer; "gezen tavuk" gibi ortalarda gezinmezdi öyle.
Askıda çamaşır olurdu o zamanlar.
"Akıl tutulması" nedir, nasıl tutulur bilmezdi bizim nesil.
Belki de herkes aklına sahip çıkıp ortalarda başı boş, aylak aylak gezinmesini engelliyordu.
Şimdi öyle mi?.
Günde beş posta "akıl tutulması" yaşıyoruz memleketçe.
Gündem uçurtma olmuş, memleket kuyruk gibi arkasında.
Yine de yetişemiyoruz.
İyi tarafı artık şaşırmıyoruz da.
Kanıksadık.
Alıştık.
Benimsedik.
Ne derseniz deyin adına.
"Başka ülkede yaşayamam" felsefesi yol göstericimiz şimdi.
Anormal ile normal kelimelerinin anlamı beyinlerimize ters yüklenmiş sanki.
Üzüleceğimize sevinirken, sevineceğimize üzülüyoruz.
"Anormal" işler şaşırtmıyor bizi.
Şaşırdığımız eskiden "normal" olan işler, eylemler.
Doğruya şaşırıyoruz da, yanlışa sesimiz çıkmıyor artık.
Avara kasnak gibi boş dönüyor kafa.
Akıllar tutuk.
Mantık tatilde.
Yaşıyoruz yine de.
Nereye kadar giderse artık.
**
Sevdiğim Laflar:
“BAŞLAYAN HER ŞEY BİTER..”