Ben teşhisimi koydum;
"Bay Başkan eğlenceli adam."
Eğlenceli, esprili, gülen, güldüren insanları oldum olası severim.
Eskisinin kulakları çınlasın oldukça "sıkıcıydı."
Özellikle gazeteciler için yapabildiği en büyük espri "Bremen Mızıkacıları" olmuştu.
Önümüzdeki dört yılı aşkın sürede Mersinli olarak çok eğleneceğimize emin oldum.
Daha çiçeği burnunda.
Yedi aylık.
Ama yetenekli.
Bir defa bilgili.
Bilmediği yok maşallah.
Bazı yazarların oturduğu yerden yazdığını bile bildi.
Halbuki kimin aklına gelirdi ki oturduğu yerden yazmak.
Bilip bilmeden yazıp salladıklarını bile elifi elifine bildi bir kerede.
Hele logo konusunda verdiği bilgilerden anlıyoruz ki "tez" bile yazabilecek kadar uzman.
Önce bir yuvarlak çiziyoruz.
İlçesine göre meyveleri serpiştiriyoruz.
Bir tutam güneş.
Bir çay kaşığı deniz.
İki dal Palmiye.
Ortasına kırık kanat bir Martı koyduk mu işlem tamam.
Uçar gibi görünsün yeter.
Oldu sana bir logo.
Soyut yok.
Boyut yok.
Felsefik bakış.
O zaten hiç yok.
Bize nasıl kakalamışlarsa yıllarca onları "logo" diye kullanmışız.
Yapanları tenzih ediyorum.
Ama kandırılmışız meğer.
Üste para bile vermiş olabiliriz.
Ama bay başkan iki tantuni, bir ayrana logo işini halledivermiş.
Hem de işin dehası diyebileceğimiz çok ünlü, çok zeki, çok iyi yetişmiş, çok iyi bir arkadaşa.
İş bilenin, kılıç kuşananın lafına da cuk diye oturuveriyor yani.
Emek verip bizi felsefik bir logoya kavuşturanlara ne kadar teşekkür etsek az kalır.
Ben kendi adıma teşekkür ediyorum.
Çok şey öğrendim.
Tantuniciden fiş alınıp alınmadığı dışında hiç bir sorun yok.
Onu da dert etmiyor özüm.
Elle gelen düğün bayram felsefesine uyar, değişimi selamlar, eğlenmeye bakarım.
"Yetmez ama; Evet.."
"Yaşasın değişim."
**
Sevdiğim Laflar:
"ŞEYHİN KERAMETİ KENDİNDEN MENKULDÜR.."