Virüsle yatıyoruz.
Virüsle kalkıyoruz.
Bilen konuşuyor.
Bilmeyende.
Bilgi kirliliği tavanda.
Kimi dinleyeceğiz.
Kime inanacağız.
Şaşırmış durumdayız.
Çok ciddi bir kanalda, çok ciddi bilim insanlarını dinledim iki saat.
Onlar bile aralarında maske takıp takmama konusunda anlaşamadılar.
Ben sıkılıp kanal değiştirirken onlar hala maske konusunu tartışmayı sürdürüyorlardı.
Adlarının önündeki kariyer unvanlarını görünce ciddiye alıyorsunuz.
Dinledikçe de bu unvanları sanki sürücü kursundan almışlar izlenimi ediniyorsunuz.
Bu kafalarla ne virüsle mücadele edebilir, ne de başarılı olabiliriz.
Düşüncede her işte, her zaman olduğu gibi iyiyiz.
Ama işe başlamadaki performans sıkıntımız aynen duruyor.
Zaten bizi yakacaksa bu mantalite yakacak.
Çok konuşuyoruz.
Ama uygulamada geri kalıyoruz.
Hepimiz doktor gibiyiz.
Ama el yıkamanın ötesine geçmiş değiliz.
Yakınlaşmak yok diyoruz.
Hem gelişte, hem gidişte kucaklaşıyoruz.
"Bir defadan bir şey olmaz" inancımız kök salmış.
Bir türlü söküp atamıyoruz.
İşin ciddiyetini anladık demiştim.
Ama sokak manzaralarını görünce umudum kırılıyor.
Kurallar bizim sağlığımız için.
Uyalım.
Uymayanları uyaralım.
Kendimizi de koruyalım.
Sevdiklerimizi de.
Zaman hala bizden yana.
Şansımızı zorlamayalım artık.
**
Sevdiğim Laflar:
"SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ."